Anadolu Gençlik Dergisi Röportaj: Necmettin Erbakan Özel Sayısı, Ocak 2015
Milli Görüş Söylemlerinin Toplumsal Algısı Nasıl Olmuştur?
Her siyasi harekette olduğu gibi toplumun bir kesimi müspet karşılamış, bir kesimi temkinle ve kuşku ile yaklaşmış, bir kısmı ise açıkça karşı çıkmıştır. Bu da son derece tabiidir. Ama asıl önemli olan bu hareketin ülke siyasetine damgasını vurmuş en önemli hareketlerin başında gelme özelliğini taşımasıdır.
Milli Görüş’ün Genç Söylemi ve Gençlik Hareketleri Nasıl Olmuştur? Gençlik Hareketlerini Göz Önüne Getirdiğimizde Milli Görüşün Farkı Ne Olmuştur?
Bilindiği gibi Milli görüş gençlik teşkilatları yanında MTTB, Akıncılar, Yeniden Milli Mücadele gibi İslami amaçlarla faaliyet gösteren başka gençlik teşkilatları da vardı. Milli Görüş gençlik teşkilatları daha siyasi bir nitelik arz ettiğinden, diğer İslami gençlik teşkilatları yelpazesinde, bu hareketlerin siyasi kanadını oluşturması itibariyle kendine has yerini almıştır. Öte yandan diğer teşkilatlar ilim, kültür ve sanat alanlarına ağırlık verirken, Milli görüş gençliği siyaset ve propaganda alanlarına ağırlık vermiştir.
Siyasal Üslup Bakımından Erbakan Hoca’yı Değerlendirdiğimizde Temel Olarak Öne çıkan Unsurlar Nelerdir?
Muhalif muvafık herkesin ittifakla kabul ettiği üzere davasına olan sarsılmaz imanı, şaşmaz hedef duygusu ve bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi ile kimsenin kendisine yetişemediği performansı her zaman öne çıkan unsurlar olmuştur. Kişisel özellikler olarak öne çıkan bu hususlara ek olarak onun davasının bütün İslam Dünyasını kapsayan kuşatıcılığı, BATI EMPERYALİZMİ KARŞISINDA İSLAM DÜNYASInın geleceğinin teminat altına alınması konusundaki hassasiyeti, özellikle ekonomik kalkınma hedefleri ile yetinmeyip manevi kalkınma ile birlikte eşzamanlı bir kalkınma stratejisi izlenmesi gerektiğine dair isabetli yaklaşımı, çağdaş hedeflerini medeniyet ve kültürünün tarihi derinlikleriyle bağlantılı bir biçimde ortaya koymadaki ısrarı, ama hepsinden önemlisi KÜRESEL KAPİTALİST GÜÇ ODAKLARINA EKLEMLENMEYE YANAŞMAYAN TUTUMU, EN AZINDAN BAZI KONULARDA AÇIKTAN OLMASA DA DERİNDEN SERGİLEDİĞİ GÖNÜLSÜZLÜK onun başkalarında bulunmayan kendine has karakteri olarak kabul edilebilir.
Milli Görüş’ün Siyasal Simgeleri ve Model Aktarımları nasıl olmuştur? Toplumsal karşılıkları ne şekilde tezahür etmiştir?
Milli görüş başlangıçta idealist çizgisini ısrarla korumaya çalışmış, ancak Türkiye partisi olma iddiasının onu ister istemez bir pragmatizme de sevk ettiği görülmüştür. Ancak bu nispi pragmatizm inandığı değerlerini ayaklar altına almak suretiyle bir savrulma noktasına varmamıştır.
Kavramların Tevcihi veya Anti Kavram Üretmenin Siyasi Karşılıkları Erbakan Hoca’da nasıl vücut bulmuştur? Siyasal literatüre katkısı nasıl olmuştur? Bu üretimlere toplumun verdiği refleksler nasıl olmuştur?
Bu konuda ÖNCE AHLAK VE MANEVİYAT İLE ADİL DÜZEN kavramlarının hala toplumda güçlü etkileri olan kavramlar olarak ön plana çıktıklarını söyleyebiliriz. Yine HIRİSTİYAN BATI KULÜBÜ şeklindeki bir zamanlar abartılı görülen bazı kavramsallaştırmaların son yıllarda yaşananlar ışığında hiç te abartılı olmadığı da görülmektedir. Toplumun bu gibi kavramlara karşı daima temkinli ve ihtiyatlı bir biçimde yaklaştığını söyleyebiliriz. Bunun da sebebinin ülke siyasetinde ciddi bir yenilik sayılan bu gibi kavramların toplum tarafından hakkıyla anlaşılmasının belli bir süreci gerektirmesinde aramak gerekir.
Milli Görüş Söylemlerinin Epistemolojik Karşılıkları neler olmuştur?
Milli görüş söylemlerinin bilhassa pozitivist paradigmayı benimsemiş olan çevrelerde bir şok etkisi yaptığı muhakkaktır. Bu bakımdan farklı epistemolojik paradigmaların ve bu arada İslami bir paradigmanın ülkemiz politik ve entelektüel kesimlerinde fark edilmesine katkıda bulunduğu muhakkaktır.
Metafizik Kavramların Milli Görüş Hareketindeki Yeri Nedir? Hangi kavramlar özellikle hareketin içerisinde yer bulmuştur. Hoca’nın kişiliğinin bunda etkisi nedir?
Milli görüş laik-seküler bir sistemde metafizik değerlere dayalı bir siyaset teşebbüsüdür. Bu sebeple pek çok metafizik kavramı örtülü bir biçimde kullanmayı tercih etmiştir. Hak-Batıl dikotomisi ise siyasi dile damgasını vuran en önemli metafizik kavramların başında gelir. Keza millet kavramının da Kur’an’daki anlamına telmihte bulunularak kullanıldığını söylemek te mümkündür. Bunda Milli Nizam partisinin kuruluşundan itibaren bütün kurucuların İslami Dünya görüşüne sahip idealist insanlar olmasının elbette rolü vardır. Erbakan hocamız ise bu siyasi hareketin bu idealist İslami ruhunun söze ve yazıya dökülmüş halidir.
Medya’nın Milli Görüş ve Erbakan Hoca’yı Algılaması Nasıl Olmuştur?
Her zaman problemli olmuştur, bu da tabiidir, zira Milli Görüş Türk siyasetinin yaşadığı en önemli değişimin adıdır. Mamafih ilerleyen dönemlerde bu durum müspet yönde bir düzelme seyri takip etmiştir. Erbakan figürünün medyadaki özeti, zaman zaman nükteleri de olan, son derece ciddi bir o kadar da centilmen bir devlet adamı algısı olmuştur.
Erbakan Hoca’nın yaptığı uluslararası çalışmalar İslam dünyasında nasıl karşılık bulmuştur? İslam Toplumuna Neler Katmıştır?
Herkesin malumu olduğu üzere günümüz İslam Dünyası, geçmişte İslam medeniyetinde de olduğu gibi, sadece Müslümanlardan oluşan bir dünya değildir. Tam aksine Hz.Peygamberin(sav) Yahudilerle ortaklaşa kurduğu Medine Site Devleti döneminden itibaren Kudüs, Basra, Kufe, Bağdad, Dımaşk(Şam), Kahire, Kurtuba, Isfahan, Marakeş, İstanbul gibi İslam başkentlerinde Müslümanlar Müslüman olmayanlarla beraber yaşamış ve İslam medeniyetini beraber yükseltmişlerdir. Günümüzde Mısır’da on milyona yakın Ortodoks Kıpti, Lübnan’daki Maruniler, ülkemizdeki Süryani, Yahudi, Ermeni nüfus, Irak’taki Asuri ve Keldaniler, İran’daki Zerdüştler, Yahudiler ve Hıristiyanlar, Yemen ve Mağrib(Fas) Yahudileri ve diğerleri bu tarihi gerçeğin günümüzdeki uzantılarıdır.
Buna rağmen Milli görüş bazı haklı gerekçelerle İslam Dünyasında sadece İslami hareketlerle temasa geçmeyi tercih etmiş, İslami özelliği olmayan hareketlere yeterince yönelmeye vakit bulamamıştır. İslam Dünyasındaki İslami hareketlerden de kendisine yakın gördüğü “muhafazakar” olan kesimlerle işbirliğine gitmeyi tercih etmiş, daha çağdaşçı, yenilikçi ve eleştirel İslami akımlara karşı mesafeli durmuştur.
Kısaca Milli Görüş İslam Dünyasında, hatta bütün dünyadaki anti-emperyalist ve anti-kapitalist bütün guruplarla – dini ve ideolojisi ne olursa olsun – bir stratejik işbirliği geliştirerek, küresel bir “HILFU’L-FUDUL” hareketine katkıda bulunmayı çeşitli sebeplerle tercih edememiştir. Bu değerlendirmelere rağmen, Milli Görüş hareketi daima, yeryüzünde egemenlerin değil mustazaf ve mazlumların sesi olan bir siyasi proje olarak algılanmıştır ki, bu bile başlı başına önemli bir başarıdır.
Din-Siyaset-Düzen Kavramları Ekseninde Milli Görüş Hareketi Ne ifade etmiştir? Alternatif Önermeleri Neler Olmuştur?
Her şeyden önce Milli Görüş 20.yy da İslami değerlere dayalı bir dünya görüşü ve bu dünya görüşünün müşahhas hale geldiği bir toplumsal değişim projesi peşinde koşması sebebiyle son derece öneli bir atılımdır. Kısacası yeryüzünde egemen batı tipi toplum ve kalkınma modellerinin dışında bir başka modelin de mümkün ve uygulanabilir olduğunu göstermesi bakımından pek çok kesime ilham kaynağı ve örnek olmuştur.
İslami Hareket Kavramı ve Milli Görüş Hangi Düzlemde Değerlendirilmeli?
Milli Görüş’ün genel anlamda İslami hareket kavramı içerisinde değerlendirilmesi adet olmuşsa da, bu konu biraz tafsilata muhtaçtır. Çıkış noktası ve idealleri itibariyle İslami bir hareket olduğunu söylemek mümkün ise de, yaklaşık kırk yıllık siyasi uygulamalarının İslami değerlerle ne ölçüde örtüştüğü ya da örtüşmediği, ya da bu konuda teori ile pratik uyumu bakımından ne ölçüde başarılı olduğu henüz araştırılmaya muhtaçtır. Mamafih deneme-yanılma yönteminin tabiatı gereği bazı istenmeyen sapmaların ortaya çıkması da anlaşılabilir bir durumdur. Öte yandan “İslamilik” ve kriterleri de yoğun tartışmalara kapı aralayabilecek bir konu olduğundan, Milli Görüş ve benzeri İslami hareketlerin İslamiliğini sorgulamadan önce, İslamiliğin kriterlerinin ortaya konması gerekeceği aşikardır.
Milli Görüş ve Erbakan’ı, devlet kültür ve geleneği açısından nasıl değerlendirebiliriz?
Kanaatimce aynı gelenekten gelen Özal ile birlikte Milli Görüş hareketini, klasik ulus devlet modelini ve sınırlarını zorlayan yeni bir siyasi vizyonun mimarları olarak kabul etmek hakşinaslığın gereğidir.
Türkiye’deki Dindarları Kolektif Bilinci ve Milli Görüş hareketini nasıl değerlendirmeliyiz?
Dürüst olmak gerekirse, Milli Görüş, ulusal ve küresel bir Hılfu’l-Fudul modeline yönelmeyi tercih etmediği gibi, ulusal ve bölgesel ölçekte bütün İslami hareketleri ve kesimleri de kucaklayamamıştır. Bu olumsuzluğun faturasını sadece Milli Görüş hareketine çıkarmak tabii ki haksızlık olur. Muhtemelen Milli Görüş hareketinin iradesi dışındaki bazı sebepler ve özellikle İslami kesimler arasındaki tefrikacılık, hizipçilik ve ayrımcılıklar bunda rol oynamış olmalıdır. Mamafih bu husus ta ilmi araştırmalara yeterince konu edinilmemiş görünmektedir.
Siyasal Toplumsallaşma Ekseninde Milli Görüş Hareketi Neler Katmıştır? Nasıl bir model ortaya koymuştur?
Siyasal toplumsallaşma tabirini doğru anladıysam, diyebilirim ki, Milli Görüş birey ve cemaat halinde varlıklarını sürdüren dindar kesimlerin örgütlü siyasi mücadele alanına girmesini sağlaması ve ülke ve bölgenin geleceği konusunda rol oynayabileceğini göstermesi bakımından Çağdaş İslam’ın önemli dönüm noktalarından birisini oluşturur. Siyasi toplumsallaşmanın bir parçası olarak siyasi örgütlenme konusunda ortaya koyduğu modelin başarılı bir model olduğunu söylemeye dahi gerek yoktur.
Öte yandan toplumsal konularda da Müslümanların, ulusal, bölgesel ve küresel ölçekte söz söyleyebileceği, hatta söylemesi gerektiği konusunda attığı adımlarla, klasik bireyci dindarlık anlayışımızın gözden geçirilmesi gerektiğini de göstermiş ve bu alanda sergilenecek yeni çabaları yüreklendirmiştir.
D8, İslam Birliği söylemi açısından ve ümmet algısı bakımından nasıl değerlendirilmeli?
Zaman zaman yaptığım şu değerlendirme bu sorunun da kısa bir cevabı olacaktır: Stratejik Derinlik başlığıyla yayınlanmış olan bir esere dair fikrim sorulduğunda verdiğim cevap daima özetle şu olmuştur:
“ Yazar Milli görüş hareketinin ve Erbakan hocamızın yaptığını sadece yazıya geçirmiştir. Bu yazar masa başında bir şeyler yazmış, Erbakan hocamız ise bunları fiilen “yapmış”tır.”
İstenen düzeyde bir İslam Birliği ideali hayata aktarılamamışsa da, bu fikrin uygulanabilir ve hayata geçirilebilir olduğunu göstermesi ve gelecekte bu yönde atılacak adımları cesaretlendirmesi sebebiyle, bu yönde Milli Görüş tarafından sergilenen çabalar başlı başına büyük bir başarı hikayesidir.
Sonuç olarak: Hem memleketimizin hem de İslam Dünyasının en önemli siyasi hareketlerinden olan Milli Görüş’ün aradan geçen kırk yıllık tecrübeden sonra bir değerlendirme ve özeleştiri sürecine tabi tutulması şarttır. Bu yaklaşım, hem bizzat bu hareketin, hem de bu hareketten ilham ve örnek almak isteyen diğer İslami hareketlerin daha sağlıklı ve başarılı bir geleceğe doğru yol alması için mutlaka yapılmalıdır.
Yapılacak bu değerlendirme ve özeleştiri hamlelerinin, sadece Milli Görüş idealini benimseyen entelektüeller, ilim ve siyaset adamlarının değil, aynı zamanda bu hareket konusunda en olumsuz tavır takınanların dahi görüş ve değerlendirmelerinin alındığı tam özgür ortamlarda gerçekleştirilmesi son derece yararlı ve anlamlı olacaktır.
Milli Nizam Partisinin Manisa teşkilatının kuruluşundan bu yana şu veya bu biçimde bu hareket içerisinde yer almış ve faaliyetlerine katılmış bir Müslümanın mütevazı değerlendirmeleri olarak kabul buyurunuz.