Yer: Adıyaman Üniversitesi 15/12/2015
“ülkemiz, İslam Dünyası ve kabaca Batı diyebileceğimiz üç eksen çerçevesinde neredeyiz, nereye gidiyoruz, ne yapmalıyız?” sorularına cevap aradı. Küreselleşme olgusuyla karşı karşıya olduklarını belirten Prof. Dr. KIRBAŞOĞLU son 20-30 yılda yaşanan gelişmelerin İslam’la ilgili tartışmaların çok farklı bir perspektifte ele alınması zarureti olduğunu söyledi. Prof. Dr. KIRBAŞOĞLU şöyle konuştu: “Ülkemiz İslam Dünyası ve kabaca Batı diyebileceğimiz üç eksen çerçevesinde neredeyiz, nereye gidiyoruz, ne yapmalıyız? Sorularına kendi mütevazı birikimim çerçevesinde cevap aramaya çalışacağım. Tabiatıyla başlangıçta şuna işaret edilmesi gerekir; burada İslam Dünyası’nın problemleri ve çözüm önerileri konulu bir başlık sizlere sunuldu. Ancak son 20-30 yılda yaşanan gelişmelerden sonra artık İslâmla ilgili tartışmaların çok farklı bir perspektifle yeniden ele alınması zaruriyeti de ortaya çıktı. Çünkü küreselleşme denilen bir olgu ile karşı karşıyayız. Dünyanın küçük bir köye dönüştüğü olgusuyla karşı karşıyayız. Hem iletişim teknolojilerinin hem de teknolojilerin nerdeyse sınırları ortadan kaldırmasıyla varacak kadar toplumlar arasında bireyler arasında kurumlar arasındaki ilişkileri hızlandığı ve sosyal değişimin, tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar baş döndürücü bir hıza eriştiği bir kritik dönemden geçiyoruz. Şimdi burada bu sorulara yani İslam Dünyası niye bu halde, niye istenen performansı sergileyemiyor sorusu ilk defa bizim sorduğumuz soru değil. Bu soru İslam Dünyası, Osmanlı İmparatorluğu yıkılıp parçalanmasından sonra yani 20. yy başlarında aslında birçok İslam entelektüeli ve pek çok İslam dava adamı tarafından sorulmuş, hala sorulmaya devam ediliyor ve bu konuda muazzam bir fikri çaba söz konusudur ve bu fikri çabaların muazzam bir literatürü söz konusudur. İslam dediğimizde genelde kütüphanelerimizi dolduran klasik tefsir, hadis, fıkıh, kelam eserleri akla gelir. Ancak son yüzyılda İslam davası, İslam düşüncesi etrafından oluşan literatür, geçmişteki literatürden az ve önemsiz olmayan son derece önemli hem niceliksel hem niteliksel olarak önemli literatürlerle de karşı karşıyayız. Hepimizin bildiği gibi İslam Dünyası niçin parçalandı, niçin emperyalizmin, işgalcilerin pençesine düştü, niçin bu hale geldi, paramparça oldu sorusu çağdaş İslam düşüncesinde genellikle Cemalettin AFGANİ ile Muhammed İKBAL’le başlatılması adet olmuştur. Çağdaş İslam düşüncesi denen dönem nedir diye sorulduğunda kesin bir tarih vermemekle birlikte kabaca iki bölgeden birisi Ortadoğu’dan –Cemalettin Bey Ortadoğu değil İslam Dünyası’nın tamamını gezen bir aktivist- Cemalettin AFGANİ İslam birliğini savunan İslam Dünyası’nın ne yapması gerektiği konusunda fikir üreten bir fikir ve eylem adamı. Öte yandan da Muhammed İKBAL Pakistan’ın milli şairi, Pakistan’ın fikir babası… Bu gidişatlarla başlatmak adet olmuştur. Bugüne gelene kadar İslam Dünyası’nın her bölgesinde İslam düşüncesi aktif bir biçimde üretmeye devam etmiştir hala da bu üretim devam etmektedir. Bu üretim aktörlerinden, bunların eserlerinden konuşmamız esnasında zaman zaman bahsedeceğim. Öncelikle bol bol kitap yazar isminden bahsedeceğim çünkü amacımız burada sizlere sunulan bilgilerle yetinmenin doğru olmadığını ve doğrudan bu çağdaş düşünürlerle doğrudan tanışmanızı sağlamak ve bunların düşüncelerinden ilham olarak geleceğe yönelik bir projeksiyon yapmak.”