BEGIN TYPING YOUR SEARCH ABOVE AND PRESS RETURN TO SEARCH. PRESS ESC TO CANCEL

AİLELER NİÇİN ÇÖKÜYOR?

AİLELER NİÇİN ÇÖKÜYOR?

Bir İslam Ülkesi olmasına  rağmen, ülkemizde aile müessesesinin tehditlerle karşı karşıya bulunması, korumasız bırakılması ve boşanmaların giderek artması, nikahsız birlikteliklerin ve çocuk yapmaktan kaçınma eğilimlerinin artması, aslında ülkemiz için sık sık kullanılan %99’u Müslüman şeklindeki içi boş söylemle hepimizin aldatılmış olmasındandır. Bırakınız İslam’la sadece pamuk ipliği ile bağlanmış olanları, en iddialı dindarlarımızın bile gerçek anlamda ne kadar Müslüman olduğu tartışmaya açıktır. Sadece aile değil daha pek çok konuda Müslümanların bu yüzyıldaki perişan hallerine bakarak ,daha önce “Bu Müslümanlıkla buraya kadar!” başlıklı bir yazı yazmıştık. Zira atadan dededen miras alıp hiçbir sorgulamadan geçirmediğimiz, okuyarak, inceleyerek, araştırarak kendi kendimize inşa etmediğimiz geleneksel “İslam’ın şartı beştir” Müslümanlığı ile, çağın meydan okumalarına karşı koymanın mümkün olmadığını hala idrak edemedik. İslam’ın söz değil amel/eylem olduğunu –işimize öyle geldiği için– hep göz ardı ettik. İslam’ı ılımlı hale getirdik, sulandırdık, seyrelttik. Artık İslami denen kesimlerin, cemaat ve tarikatlerin ellerindeki yazılı ve görüntülü medyada bile İslam’la uzaktan yakından ilgisi bulunmayan, hatta İslam’a aykırı olan görüntüleri, reklamları ve programları görebiliyorsunuz. Kendi hanımlarını evlere kapatan, burunlarının ucunu bile başkasına göstermeyi büyük günah addeden bu gibi cemaat ve tarikatların baş hocalarının ağzından, artık “başörtüsü olmasa da olur” incilerinin(!) dökülebildiğini görüyorsunuz? Kadınlara şiddet uygulanmasını “aile içi mahremiyete karışılmaz” gerekçesiyle meşrulaştıran akademisyen ilahiyatçıları da unutmamak gerekir.

Bir de şu var:  Siz hiç İslam’ı bir magazin ve paparazzi aracı haline getiren medyaya karşı bu %99’luk Müslümanların ciddi bir tepki verdiğini gördünüz mü? Hele hele zinayı suç olmaktan çıkaran bir İslamcı(?) iktidara karşı bu %99’un herhangi bir protesto gerçekleştirdiğine şahit oldunuz mu? Gusül almadan kaplatılan dişlerin sökülmesi gerektiğini söyleyenlerin, daha sonraları mensubu bulundukları cemaat-tarikata ait TV kanalında – İslam’la uzaktan yakından ilgisi olmayan ve bütün amacı bedenini sergileyerek şöhret ve kazanç peşinde koşmak olan – birtakım bayan sanatçı(?)ları hoş tutmak için neler neler yaptıklarını ne çabuk unuttuk. TC DİB. Camilerde şablonlaşmış bir-iki kuru hutbe dışında bu tehlikeye karşı hangi ciddi faaliyete girişti. MEB Din Eğitimi Genel Müdürlüğü ailenin geleceğini teminat altına almak için eğitimde hangi hamleyi yaptı? İslami kesimler, cemaatler, tarikatler “benden sonrası tufan” mantığıyla hareket eden bu hizip(çi)ler, mevcut iktidarla beraber iktidarın nimetlerinden pay kapmayı gündemlerinin ilk sırasına yerleştirenler, BOP-GOP, Ilımlı İslam, Avrupa İslam’ı gibi emperyalist projelere gönüllü olarak taşaronluk yapanlar, bütün bu kesimler “aile” yi acaba gündemlerine ne zaman aldılar?

Kısacası küresel kapitalizmin, hedonizmin, para, şöhret ve iktidar tutkusunun güdümüne giren, bu yolda önüne gelen her ahlaki engeli yıkmakta asla tereddüt etmeyen “dış tehditler” kadar; bizzat Müslümanların Müslümanlıklarının boş bir iddiadan öteye geçememesi, Müslümanlığın ne anlama geldiğine dair açık ve net bir fikre sahip olmamaları, İslam’ı birtakım ritüellere ve ruhsuz bir formalizme indirgemeleri, aile, eğitim, ekonomi, siyaset, sanat vb. insan hayatının temel alanlarında bugün için ne anlama geldiğine dair hiçbir fikir sahibi olmamaları, sadece aile değil, her alanda Müslümanların Batı’dan gelen rüzgarlar karşısında savrulmalarıyla sonuçlanmıştır. Suç dışta olduğundan daha çok, içte, bizde ve kendimizdedir. Bunu idrak edip te Müslümanlığımızı gözden geçirip yeniden inşa etmeye girişmedikçe bu kötüye gidişi önlemek mümkün olamayacaktır.